Fede Alvarez'in yönettiği Alien Romulus, Alien serisinin köklü geçmişine yeni bir nefes getiriyor. Filmin konusunun ilk Alien ile onun daha dinamik ve etkileyici devam filmi Aliens arasında geçmesi, hem eski bir hikaye anlatımını devam ettiriyor hem de yeni bir perspektif sunuyor. Romulus, yalnızca nostaljik unsurlar barındırmakla kalmıyor, aynı zamanda 45 yıl önce doğmuş olan bu evrene modern bir bakış açısı kazandırıyor.
Filmin görsel estetiği, Ridley Scott’ın klasiklerini andıran ışık ve gölge oyunlarıyla dolu. Ayrıca, James Cameron'ın güçlü aksiyon ve korku unsurlarını da ustalıkla harmanlıyor. Ancak, Alvarez, Alien evrenini genişleterek, bozuk bir Weyland Yutani kolonisinde büyüyen yirmili yaşlarındaki bir grup gencin hikayesine odaklanıyor. Bu gençlerin amacı, kazancı olmayan bir sistemden kaçmak.
Alien Romulus’u sadece genç izleyicilere hitap eden basit bir yeniden yapım olarak değerlendirmek kolay olabilir ancak filmin sergilediği zanaat düzeyini göz ardı etmek de güç. Alvarez'in kompozisyon üzerindeki ustalığı, açılış sahnelerinden itibaren kendini gösteriyor. Yıldızlarla dolu bir alanı ve bu karanlıkta kaybolmuş bir gemiyi gösteren açılış çekimi, izleyiciyi derhal içine çekiyor. Ayrıca, sahnelerdeki destansı kadrajlar ve gerilim dolu anlar, Scott ve Cameron’dan alınan ustalığı sergiliyor.
Filmin baş karakteri Rain (Cailee Spaeny), bir Weyland Yutani madencilik operasyonunda ebeveynlerini kaybeden genç bir kadın. Hayatta kalma mücadelesi veren Rain, karanlık geçmişine ve tehdit edici bir geleceğe karşı vermesi gereken bir mücadeleyi konu alıyor. Kolonide kalan tek aile üyesi, hatalı çalışan bir android olan ağabeyi Andy (David Jonsson) ile birlikte, hayatta kalma çabası veriyor.
Rain’in koloni dışına çıkma isteği, işverenleri tarafından reddedildiğinde, arkadaş grubuyla birlikte gizlice uzaya kaçma planı yapıyorlar. Bu plan, boş bir uzay istasyonundan cryostasis kapsüllerini çalmayı içeriyor. Ancak, bekledikleri gibi gitmeyen bu macera, onlara facehugger’lar ve Xenomorph biyolojisi hakkında hızlı bir ders verme fırsatı sunuyor. Arkadaşlar tek tek avlanırken, izleyicilere gerilim dolu anlar yaşatılıyor.
Alvarez'in Alien Romulus ile sunduğu bu yenilik, genç izleyici kitlesinin ilgisini çekmeyi amaçlıyor. Ridley Scott’ın Prometheus ve Alien Covenant serileri ilginç olmasına rağmen, uzun süreli hayranları bile bazı zamanlar derin hikaye unsurlarında kaybolabiliyor. Şu anki genç nesil ise eski filmlere adapte olabilmekte zorluk yaşayabiliyor.
Filmin karakterleri, genç izleyicilerin duygu ve kaygılarına daha yakın bir tasarım sunuyor. Zira Millennial ve Gen Z kuşakları, dünyadaki iklim krizi ve bunun arka plandaki nedenleri konusunda oldukça bilinçli. Weyland Yutani şirketinin işçileri tehlikeye atarak Xenomorph’ların sırlarını açığa çıkarmak istemesi, günümüzün fosil yakıt şirketlerinin iklim krizine kayıtsız kalması arasındaki benzerlikler dikkat çekiyor. Kârlılık ve hissedar değerleri arayışında, insan yaşamının çok da umursanmadığı gerçeği, filmin derinliklerinde yankı buluyor.
Alien Romulus geçmişin mirasını modern sinema diline uyarlayarak yeni bir nesle tanıtmayı başarıyor. Korku ve gerilim unsurlarını ustaca harmanlarken, hikayesinin güncel sosyal mesajlarla dolu olmasıyla da dikkat çekiyor. İzleyiciler, hem eski klasiklerin etkisini hissedecek hem de yeni bir başlangıçla tanışmanın heyecanını yaşayacaklar.