Polestar CEO'su Thomas Ingenlath, şirketin yeni elektrikli aracı Polestar 4'ü tanıtırken, "Eğer bir araç üretecekseniz ve tüm o enerjiyi kullanacaksanız, o araç iyi bir araç olmalı," diyor. Bu sözleriyle sadece sürdürülebilirlik açısından değil, aynı zamanda iş açısından da doğru bir noktaya değiniyor. Polestar 4, piyasanın en rekabetçi segmentlerinden birine girdiğinde öne çıkmak için iyi bir araç olmalı.
Polestar'ın son elektrikli aracı, şirketin mevcut ürün yelpazesindeki diğer modellere kıyasla daha az enerji kullanarak üretiliyor. Şirket, aracın çevresel etkisini cradle to gate sürecinde 19.9 ton CO2 olarak açıklıyor. Ayrıca, iç mekanda geri dönüşümü kolaylaştırmak amacıyla monomateryal bir yaklaşım benimseyen Polestar, örneğin belirli bir trim parçasındaki tüm bileşenler için aynı temel plastik malzemeyi seçiyor. Halılar geri dönüştürülmüş balık ağları veya plastik şişelerden yapılırken, vinil koltuklar yerine ağaç reçinesi kullanılıyor ve örgü kumaşlar da geri dönüştürülmüş plastik şişelerden üretiliyor.
Polestar'ın en son modelinde farlar, klasikleşmiş bir Polestar imzası haline gelmiş durumda. Ayrıca, araç coupe tarzı bir görünüme sahip olsa da SUV benzeri bir pratikliği de beraberinde getiriyor. Arka camın olmaması ise tartışmalara yol açabilirken, arka koltuklar ile ilgili yapılan açıklamalar rakipleri Porsche, BMW, Audi ve Mercedes Benz'i geride bırakacak düzeyde olduğunu gösteriyor.
Polestar 4, yeşilliğinin yanı sıra performans anlamında da iddialı. Uzun Menzil Çift Motorlu versiyonu, tekerleklere 536 beygir güç (400 kW) ve 506 lb ft tork (686 Nm) gönderebiliyor. Bu versiyonla 100 kWh'lik batarya paketinden 270 mil (434 km) menzil elde edilebiliyor. Performans modunda, 60 mil/saat hıza (100 km/saat 3.8 saniye) ulaşmak mümkün. Ayrıca, aracın pil paketi yüzde 10'dan yüzde 80'e hızlı şarj edilebilen bir hızla, 30 dakikada DC hızlı şarj olabiliyor. Evde ise 11 kW AC şarj cihazıyla pilin yüzde 0'dan yüzde 100'e şarj olması yaklaşık 11 saat sürüyor. Tek Motorlu uzun menzil versiyonuysa 300 mil (482 km) menzile sahipken, arka tekerleklerden sürülen bu versiyon daha mütevazı bir performans sunuyor.
Polestar 4'ün sürüş deneyimi ise oldukça etkileyici. Elektrikli araçların hızlı gitmesinin zor olmadığını, ancak Polestar'ın en son modelinin direksiyon hissiyatıyla sıra dışı bir sürüş deneyimi sunduğunu dile getiriyor. Aracın hafif olması ve virajlı yollarda yol yüzeyi koşullarına dair bilgi aktarabilen direksiyonu, sürücüye gerçek bir performans deneyimi sunuyor.
Polestar 4'ün dikkat çeken bir diğer özelliği ise arka camın olmaması. Tasarım ekibi, iç mekanda dört yetişkinin rahatça seyahat edebileceği bir alan yaratmak için aracın ön kısmını ve tavan çizgisini aşağıya çekti ve arka camı kaldırdı. Bunun yerine arka cam yerine kamera tipi bir arka görüş aynası kullanılıyor. Bu teknoloji, arka alandaki genişliği artırırken, görüntüyü araç sürülürken rahat bir şekilde izleyebilme olanağı sağlıyor.
Henüz teslimatları başlamamış olsa da, Polestar 4'ün üretim öncesi yazılımında yaşanan bazı hataların giderilmesi bekleniyor. Polestar 4, dikkat çeken güçlü özellikleri ve performansıyla oldukça çekici bir ürün olarak öne çıkıyor ve birçok kişiyi elektrikli Porsche Macan gibi rakiplerinden uzaklaştırabileceğini düşündürüyor.