Bilim

Mantar Biyoçeşitliliği Kew Fungaryum'un Keşfedilmeyen Dünyası

Londra'nın botanik koleksiyonu Kew Gardens'da, dev kızılçamlar ve Amazon ormanlarının dev su zambakları gibi muazzam başlıkları kaçırmak zor olabilir. Her ilkbaharda, büyük sera evleri, çok çeşitli orkide türlerinin teknik renkli etkisi ile renklenir. Ancak Kew'daki gerçek hazineyi bulmak için yer altına bakmalısınız. Bahçenin doğu ucundaki bir laboratuvarın altına gizlenmiş olan fungaryum dünyanın en büyük mantar koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Yeşil karton kutuların içinde, yukarıda ortaya çıkan ve spor salan mantarın yaklaşık 1.3 milyon örneği bulunmaktadır.

Kew fungaryum küratörü Lee Davies, "Bu temelde bir mantar kütüphanesi," diyor. "Bu bize mantar biyoçeşitliliği referansı oluşturmamıza izin veriyor. Dünyada hangi mantarların olduğunu, nerelerde bulabileceğinizi gösteriyor.” Arşivistler, dev arşivleri dijitalleştirme konusunda oldukça yoğun bir tempoyla çalışıyor. Bu arşiv, bilimin tanıdığı tüm mantar türlerinin yaklaşık yarısını içeriyor.

Çevrecilikte mantarlar geleneksel olarak alt sıralarda yer alıyor. Davies, kendisinin de zoraki olarak fungaryuma getirildiğini belirtiyor. Fungaryumda, bitki köklerinin etrafında oluşan network ile karbonun toprakta nasıl depolandığı üzerine çalışmalar yürüten Laura Martinez Suz'un laboratuvarı bulunuyor.

Martinez Suz'un araştırması, mikoriza mantarlarına odaklanıyor. Mikoriza mantarları, bitki kök sistemleri ile ortak yaşam süren bir mantar grubudur. Bu mantarlar, bitkilere besin ve su transfer eden ve karbon karşılığında bitkilere yardımcı olan bir ağ oluşturur. Yaklaşık olarak bitki türlerinin %90'ının, farklı mantar türleri ile bu simbiyotik ticaret ağları kurduğu bilinmektedir.

Mantarların sunduğu bilimsel bilgilere dair temel kıymetli olan nokta, tüm bu türlerle ilgili bilgi sahibi olabilmektir. Mikologlar, dünyanın yaklaşık %90'ının henüz keşfedilmediğini düşünmekte ve Kew'deki arşivciler, araştırmacıların bir türün nerede ve ne zaman bulunduğunu kolayca bilmesi için koleksiyonlarını dijitalleştirme sürecinin yarısından yeni geçmiş durumda.

Her yıl yaklaşık 5.000 ekstra örnek fungaryuma girmekte ve raflar, kurutulmayı ve depolanmayı bekleyen örneklerle dolu. Davies'e göre, "Bu araştırmak ve tanımlamak için insanların, akademik kuruluşlardaki uzmanlar, eğitim almamış olsalar bile onlara malzeme göndermeleri harika. Sadece gerçekten takıntılılar. Bu çok havalı," diyor.
 

Bu önemli bilgilerin ışığında, mantarların çevresel ekosistemler üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamız gerekiyor. Mantarların karbonu nasıl depoladığı, bitki yaşamı üzerindeki etkisi ve bu etkilerin geleceğe yansımaları büyük bir öneme sahip. Yeni ormanların karbon depolama amaçlı fidan dikimi projelerinde, mikoriza ağlarının başarıya nasıl etki ettiği üzerine artan kanıtlar bulunmaktadır.

Nihayetinde, bu çalışmaların sonucunda, doğada dikkate alınması gereken önemli bir dengenin korunması gerekmektedir. Doğru şekilde yönetilmedikleri takdirde, ekosistemlerin altyapılarına zarar verebilecek olan mikoriza ağlarının ekosistemlerdeki etkileri, gelecek nesilleri de etkileyecektir. Bu yüzden, mikoriza ağlarının ve mantar türlerinin sürdürülebilir bir gelecekteki önemi büyük bir önem taşımaktadır.

Bu hazine niteliğindeki fungaryum koleksiyonu, bu bilinmeyen dünyayı keşfetmek ve anlamak için heyecan verici bir kaynak sunmaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki uzmanların ve bu alana ilgi duyan amatörlerin gönderdiği örnekler, bilim dünyasına yeni kapılar açmakta ve mantarların gizemli dünyasının sınırlarını genişletmektedir.

Paylaş: