Son dönemlerde, dünya genelinde köpekbalıklarının ticareti ve korunması üzerine önemli gelişmeler yaşanıyor. Florida International Üniversitesi deniz biyoloğu Diego Cardeñosa'nın liderlik ettiği bir araştırma ekibi, dünyanın en küçük köpekbalığı türü olan Sphyrna corona'yı incelemek için Kolombiya'nın Pasifik kıyısındaki Sanquianga Ulusal Doğa Parkı'nda aktif bir şekilde çalışma yürütüyor. Üzerine yerleştirilmiş olan akustik işaretleyici sayesinde, bu hassas dişi köpekbalığı takip edilebiliyor ve yaşam alanı koordinatları belirlenerek koruma altına alınabiliyor. Bu çalışma, köpekbalıklarının korunması için bilimsel bilgi oluşturmayı ve ticarette sıklıkla varolan türleri belirlemeyi hedefliyor.
Köpekbalıkları, birçok nedenden dolayı tehdit altında. Özellikle Asya pazarının talebi, köpekbalığı yüzgeçleri için oldukça karlı bir iş haline gelmiş durumda. 2012 2019 yılları arasında bu talep, 1.5 milyar dolarlık bir gelir elde etmiş. Bu durum, av sanayinde avlanmalarının yanı sıra köpekbalığı etine olan talebin artmasıyla birlikte, yılda milyonlarca köpekbalığının ölümüne neden oluyor. 2019 yılında sadece tahmini olarak 80 milyon köpekbalığının öldürüldüğü düşünülüyor, bunların 25 milyonu ise nesli tehlike altında olan türlerden. Özellikle Hong Kong pazarı, balıkçılık endüstrisinde yan av olarak da adlandırılan durumlarla birlikte, ticaret yapılan köpekbalığının üçte ikisinden fazlasının yok olma tehlikesi altında olduğunu gösteren bir çalışmaya ev sahipliği yapmış.
Ancak birçok ülke, köpekbalıklarının ticaretini kontrol altına almak için yasal düzenlemeler yapmış durumda. Bununla birlikte, Uluslararası Yaban Hayvanları ve Bitkilerin Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) de 183 üye ülke ve Avrupa Birliği'ni kapsayan bir anlaşma olarak, 40.000'den fazla hayvan ve bitki türüne yönelik kısıtlamalar ve yasaklar getiriyor. 2003 yılında, köpekbalıkları da CITES Ek II'ye dahil edildi ve bu liste 2023 yılında 60 yeni köpekbalığı türüyle genişletildi.
Ancak, bu düzenlemelerin köpekbalıklarını gerçekten koruyup korumadığı konusu hala tartışma konusu. Bu nedenle, araştırmacılar, ticarette bulunan türleri kolayca belirleyebilecek testler geliştirmek için çalışmalar yürütüyor. Genetik analizler ve köpekbalıklarının dünya genelindeki popülasyonlarının incelenmesi, bu hayvanları korumak için değerli bilgiler sağlayarak koruma altına alınabilecek alanları belirlemede yardımcı oluyor.
Hong Kong ve Guangzhou gibi şehirlerin, köpekbalığı yüzgeçleri ticaretinin merkezi olduğu biliniyor. Cardeñosa, Chapman ve ekibinin burada yaptığı araştırmalar, koruma altındaki köpekbalığı türlerinin ticarete konu olup olmadığını belirleme amacı taşıyor. Geliştirdikleri DNA çubuklama teknolojisi sayesinde, işlenmiş yüzgeç parçaları dahil olmak üzere örneklerin türlerini belirleyebiliyorlar. Bu çalışmalar sonucunda, CITES Ek II'ye dahil olan köpekbalığı türlerinin ticaretinin devam ettiği gösteriliyor.
Sonuç olarak, köpekbalıklarının korunması için adımlar atılıyor olsa da, ticarette bulunan türleri doğru bir şekilde belirlemek ve korumak için daha güçlü, etkili teknolojilere ihtiyaç duyuluyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, köpekbalıklarının korunması için umut vaat ediyor.
Bu çalışmaların ne kadar değerli olduğunu vurgulamak ve sonuçlarını paylaşmak önemlidir. Köpekbalıklarının korunmasında yapılan bu çalışmalar, sadece bilimsel anlamda değil, aynı zamanda doğal dengeyi koruma adına da büyük bir öneme sahiptir. Umarız bu çalışmaların sonuçları, köpekbalıklarının neslinin devamlılığı için olumlu etkiler yaratır.