Bilim

Uluslararası Çalışma Güneşin Manyetik Alanı Sırlarını Açığa Çıkarıyor

Yeni yapılan araştırmalar, güneşin manyetik alanının yüzeyine yakın bir noktada başladığını, derinlerde değil, güneşin iç kısmında başladığını ortaya koyuyor. Bu bulgular, Nature dergisinde yayınlanan sonuçlarla ortaya çıkıyor ve güneşin manyetik alanının, güneşin yüzeyinin 130.000 mil altında değil, aslında 20.000 mil altında oluştuğunu gösteriyor. Bu, bilim insanlarının, Galileo'dan beri aklında olan güneşin manyetik alanının doğasını anlamak konusunda daha da yaklaştırıyor.

Northwestern Üniversitesi önderliğindeki bir ekip uluslararası araştırmacılar tarafından yürütülen bu çalışma, manyetik alanın aslında NASA'nın süper bilgisayarında yapılan karmaşık hesaplamalar sonucunda 20.000 mil derinlikte oluşturulduğunu öne sürüyor. Bu sadece ilk bulgular olup verilerin doğrulanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtmekte fayda var.

Güneşin manyetik alanı, 11 yıl süren bir döngüde dalgalanma gösterir. Bu döngünün en güçlü olduğu süreçte, güneşin ekvatorunda güçlü rüzgarlar ve güneş lekeleri oluşur, ayrıca Dünya'da kuzey ışıklarına neden olan malzemelerin sütunları da ortaya çıkar. Güneşin manyetik alanının derinlerde olduğu öne sürülen önceki teoriler, bu çeşitli güneş olaylarını bağdaştırmakta zorlanmıştır. Bilim insanları, bu teorinin yardımıyla güneş olaylarının oluşumunu açıklamanın yanı sıra ne zaman gerçekleşeceklerini daha doğru bir şekilde tahmin etmeyi ummaktadır.

Her saniye, güneşten 1.5 milyon ton, saniyede 100 mil hızla hareket eden güneş malzemesi atılır. Dünya'nın manyetik alanı çoğunu engeller, ancak tamamını değil. Güneş rüzgarı yüklü parçacıkların bir akışı olarak 447 km/sa (1 milyon mil/sa) hızla akmaktadır ve manyetik alan özellikle elektroniği.

Bu, sadece bir sonraki kuzey ışıklarının daha erken tahminleri değil, aynı zamanda güneşin yoğun manyetik enerjisi, aynı zamanda güneş lekeleri ve plazmanın patlamalarının kaynağıdır. Bu patlamalar Dünya'ya doğru hareket ettiğinde, çeşitli kötü olaylar meydana gelir. Bu olay 1859'da büyük bir manyetik fırtınanın meydana gelmesiyle gerçekleşti.

Bu, Carrington Olayı olarak bilinir ve İngiliz gökbilimci Richard Christopher Carrington'a atfedilir. Gerçekte güneşteki bir manyetik patlama olan güneş lekesi, güneşin bir an için parlamasına neden olmuş ve gezegenin her yerinde renkli ışıkların patlamasına neden olmuş, Aurora Borealis'e benzer. Ayrıca yer operatörlerini şaşırtarak telgraf kâğıtlarını ateşe vermiştir. Oldukça kötü birşeydi.

1859, günümüzde elektrik kullanımının modern kullanımı ve bilgisayarlar ve ilgili tüm teknolojiler öncesiydi. Eğer bugün Carrington Olayı gibi bir şey yaşanırsa, bu daha kötü olurdu. Yayılan X ışınları ve ultraviyole ışık elektronikleri, radyo ve uydu sinyallerini etkiler. Olay, bir güneş ışınım fırtınasına neden olacak, bu da tam koruyucu donanıma sahip olmayan astronotlar için ölümcül olurdu.

Ayrıca, birleşik manyetik alanı, güç şebekelerini, cep telefonu uydularını, modern arabaları ve hatta uçakları kapatır. Oluşan küresel güç kesintileri aylarca sürebilir. Geçen ayın küçük (göreceli olarak) fırtınası elektronikle oynadı ve bu bir Carrington boyutunda değildi. Daha da kötüsü? Bu gerçekleşmesi gereken birşey.

Yani bu bulgular, teorik olarak, Dünya'ya büyük ölçekli güneş lekeleri konusunda yeni erken uyarı teknikleri geliştirmek için kullanılabilir. Bir gün, kuzey ışığı uyarılarına ve benzerlerine güneş lekeleri uyarıları da ekleyebiliriz. Araştırma, zaten güneş lekeleri ve güneş manyetik etkisi arasında ilginç bağlantılar göstermiştir.

"Şu ana kadar güneşi yeterince iyi anlamıyoruz" diyen Edinburgh Üniversitesi'nden baş araştırmacı Geoffrey Vasil, bu yeni bulguların "bu gizemli süreci sonunda çözme konusunda önemli bir adım olacağını" ekleyerek Northwestern Üniversitesi'nden yardımcı yazar Daniel Lecoanet.

Bu yazı, güneşin iç yapısına ilişkin yapılan yeni araştırmaların etkileyici sonuçlarını ortaya koyuyor. Güneşin manyetik alanının yüzeyine yakın bir yerde başladığını gösteren bu bulgular, gelecekte güneş olaylarını ve güneş lekelerini daha iyi anlamamıza ve belki de gelecek için daha erken uyarı sistemleri geliştirmemize yardımcı olabilir. Güneşin manyetik alanı ve güneş olaylarıyla ilgili bu tür keşifler, bilim ve teknoloji dünyasında heyecan verici bir ilerleme olarak kabul edilmelidir.

Paylaş: