Son günlerde gündem günden düşmeyen bir konu olarak Google Maps’te yaşanan değişiklikler, harita kullanıcılarının dikkatini çekti. Google, "Gulf of Mexico" adıyla bilinen bölgeyi artık "Gulf of America" olarak etiketleyeceğini duyurdu. Ancak, bu ismin harita uygulamasında görünmesi için öncelikle ABD hükümetinin coğrafi adlar bilgi sisteminde (GNIS) güncellemeler yapması gerekecek.
For geographic features in the U.S., this is when Geographic Names Information System (GNIS) is updated. https://t.co/3NYvU7Bxjq
— News from Google (@NewsFromGoogle) January 27, 2025
Google Maps’teki Değişikliklerin Ardındaki Süreç
Google, resmi sosyal medya hesabı üzerinden konuya dair yaptığı açıklamada, bu değişikliklerin yalnızca resmi devlet kaynaklarında güncellenmeleri sonrasında harita uygulamasına yansıyacağını belirtti. Yani, Gulf of America ismini yalnızca geçerli devlet kaynakları tarafından onaylandığında görebileceğiz. Bu süreçte, ABD Başkanı Donald Trump’ın önceki gün imzaladığı bir yürütme emri sonrası Gulf of America isminin resmi olarak kabul edildiği ifade ediliyor.
Ayrıca, Google Maps’teki başka bir önemli değişiklik de yüksek dağlar kategorisinde yer alacak. Google, Kuzey Amerika'nın en yüksek zirvesi olan Denali’nin adı ile ilgili bir güncelleme yaparak, burayı yine GNIS güncellemeleri sonrasında Mount McKinley olarak yeniden etiketleyeceğini duyurdu. Bu durum, yerli halkın verdiği isim ile ilgili uluslararası tartışmaların da gündeme gelmesine neden oldu.
Kullanıcılar Üzerindeki Etkisi
Bu değişiklikler, yalnızca ABD kullanıcılarını etkileyecek. Yani, ABD sınırları içinde bulunan kullanıcılar harita uygulamasında Gulf of America olarak bu bölgeyi görecek. Buna karşın, Meksika’daki kullanıcılar bu bölgeyi hala Gulf of Mexico olarak göreceklerdir. Ayrıca, iki ülkenin dışındaki kullanıcılar ise harita uygulamasında her iki ismi de görecekler.
Google, coğrafi isim değişiklikleri konusunda uzun yıllardır süregelen bir uygulama ile hareket ediyor. Resmi yerel isimleri, ülkeler arasındaki farklılıkları göz önünde bulundurarak göstermeye özen gösteriyor. Örneğin, Japonya ve Güney Kore arasındaki tartışmalı deniz isimleri olan Japan Sea ve East Sea’de olduğu gibi, Google bu tür isim farklılıklarını dikkate alarak kullanıcılarına en doğru bilgiyi sunmaya çalışıyor.
Google Maps uygulamasında görülen bu değişiklik, yalnızca bir isim değişikliği olmanın ötesinde, haritalama ve coğrafi adlandırma konusundaki sosyal ve politik hususları da gün yüzüne çıkarıyor. Kullanıcıların alıştığı coğrafi kavramların değişmesi, aynı zamanda bu kavramların tarihsel ve kültürel önemini de sorgulamaya itiyor.
Harita uygulamalarının bu tür değişiklikleri nasıl yönetebileceği ve bu süreçte ortaya çıkabilecek tartışmalar, kullanıcı deneyimini ve algısını da doğrudan etkileyebilir. Gelecekte harita veri tabanlarının nasıl şekilleneceğini ve coğrafi adların hangi kriterlere göre belirleneceğini takip etmek önemli olacaktır.