Küresel teknoloji politikalarını etkileyen önemli gelişmelerden biri, Başkan seçilen Donald Trump’ın Brendan Carr’ı Federal İletişim Komisyonu’nun (FCC) yeni başkanı olarak atamasıyla yaşandı. Carr, 2017 yılından bu yana FCC’de görev yapıyordu ve bu yeni atama için Senato onayına gerek duyulmadı. Ancak Carr'ın başkanlık görevi, özellikle medya ve teknoloji şirketleri üzerindeki potansiyel etkileri bakımından gündeme bomba gibi düştü.
Carr’ın daha önceki açıklamaları, TV ağlarını siyasi önyargıları nedeniyle cezalandırma ve Google ile Apple gibi büyük teknoloji firmalarını düzenleme niyetinde olduğunu ortaya koyuyor. Trump yönetimiyle birlikte FCC, iki Demokrat ve üç Cumhuriyetçi komisyon üyesiyle çalışacak. Yeni başkan, mevcut FCC Başkanı Jessica Rosenworcel'dan görevi devralacak.
Özellikle dikkat çeken bir nokta, Carr’ın “Project 2025" adlı belgedeki FCC bölümünü yazmış olması. Bu belgede yer alan öneriler, sosyal medya platformlarına yönelik katı kısıtlamaları gündeme getiriyor. Carr, bu kısıtlamaların, özellikle muhafazakar bakış açılarını destekleyecek şekilde yapılandırılacağını savunuyor. Bunun yanı sıra, sosyal medya ve diğer platformların kullanıcı tarafından oluşturulan içerikleri barındırma ve düzenleme yetkisini koruyan Section 230 yasal kalkanının kısıtlanması gerektiğini belirtiyor.
Carr, X (eski Twitter) üzerinden yaptığı bir paylaşımda, “Censorship cartel’inin yıkılması gerekiyor" ifadelerini kullanarak, FCC’nin liderliği sırasında TV ağları üzerinde de baskı oluşturacaklarını belirtti. “Yayın medyası, toplumumuzun önemli bir kaynağı olan hava dalgalarını kullanma ayrıcalığına sahip. Geçiş tamamlandığında, FCC bu kamu yararı yükümlülüğünü yerine getirecek," diyerek niyetini açıkça ortaya koydu.
Ancak bu düzenlemeleri hayata geçirmek için Carr'ın sınırlı yetkilere sahip olduğu ve bazı büyük teknoloji şirketlerinin, iletişim hizmeti olarak kabul edilmediği için FCC’nin bunları düzenleme konusunda sınırlı güce sahip olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla, bu firmalara yönelik daha geniş yetkiler elde etmek için yeni yasaların gerekeceği ifade ediliyor. Free Press CEO’su Jessica Gonzalez, Brendan Carr’ın “yetki aşımında bulunduğunu" ve bazı durumlarda kuralları yanlış okuyarak harekete geçtiğini vurguladığı NYT ile yaptığı bir röportajda belirtti.
Brendan Carr’ın FCC’daki etkisi, ancak yasalar çerçevesinde sınırlı olmakla birlikte, geçmişteki bazı kararlarıyla da dikkat çekiyor. 2017 yılında net tarafsızlık kurallarının kaldırılmasına, 2021’de ise bu kuralların yeniden getirilmesine karşı oy kullanarak, internet üzerindeki serbestliği etkileyecek adımlar atmış durumda.
Brendan Carr’ın Federal İletişim Komisyonu başkanlığı, internetin nasıl çalışacağını etkileyebilecek radikal değişimlerin habercisi olabilir. Ancak, bu değişimlerin uygulamaya konulabilmesi için ihtiyaç duyulan yasal çerçevelerin oluşturulması, Carr’ın etkisinin ne ölçüde gerçekleşeceği konusunda belirleyici bir faktör olacak. Gelişmeleri yakından takip etmek, bu yeni dönemin getirdiklerini daha iyi anlamak açısından kritik önem taşıyor.