Son günlerde, drone üreticisi DJI'nin ABD Savunma Bakanlığı'na karşı açtığı dava, teknoloji dünyasında önemli bir tartışmanın kapılarını araladı. Şirket, Pentagon'un kendisini "Çin askeri şirketi" olarak tanımlamasını yasal yollara başvurarak challenge etmekte. DJI, yaptığı başvuruda, bu tanımın geçerliliğini sorgulamakta ve kendisinin "Çin ordusu tarafından sahiplenilmediği veya kontrol edilmediği" iddiasında bulunmaktadır.
Olayın Arka Planı
DJI, ABD pazarındaki önemli konumu gereği, acil hizmetler, itfaiye ve polis departmanları gibi birçok alanda yaygın olarak kullanılan tüketici ve ticari drone'ların en büyük özel satıcısı konumundadır. Ancak, Pentagon’un bu bildirimiyle birlikte, şirketin sürekli olarak mali ve itibar kaybı yaşadığı iddia ediliyor. ABD ve uluslararası müşterileri, söz konusu yasağın ardından mevcut sözleşmeleri sonlandırmış ve yeni sözleşmeler yapmaktan kaçınmaya başlamıştır. Ayrıca, birçok federal hükümet kurumu ile sözleşme imzalamaktan men edilmiştir.
İletişim Çabaları
DJI, Savunma Bakanlığı ile son 16 ayda bir dizi görüşme gerçekleştirdiğini ve 27 Temmuz 2023’te bir "kapsamlı delil kaldırma talebi" sunduğunu belirtmiştir. Ancak, bakanlığın bu süreçte anlamlı bir iletişim kurmadığı ve şirketin listeye eklenmesine dair gerekçeleri açıklamadığı iddia edilmektedir. Şirketin dava dosyasında, 31 Ocak 2024'te Savunma Bakanlığı'nın hiçbir bildirim yapmadan şirketi yeniden listeye dahil ettiği kaydedilmektedir.
Savunma Bakanlığı'nın Gerekçeleri
Şirket, Savunma Bakanlığı’nın sunduğu gerekçelerin yeterli olmadığını iddia etmekte isim benzerlikleri üzerinden kurgulanan yanlış anlamalar ve "geçmişe dayanan iddialara" dayalı bağlantılarla ilgili eleştirilerde bulunmaktadır. DJI, yasal sürecin sonucunda mahkemeden, Pentagon'un eylemlerinin anayasaya aykırı olduğuna dair bir karar verilmesini talep etmektedir. Bu durumu, "Çin askeri şirketi" listesinden çıkarılmama olarak adlandırdığı potansiyel bir *hukuk ihlali* olarak değerlendirmektedir.
Önceki Yasal Adımlar
DJI, yalnızca Pentagon’un baskısıyla değil, aynı zamanda diğer ABD hükümet kurumları tarafından da takip edilen bir hedef haline gelmiştir. 2020 yılında ABD Ticaret Bakanlığı, şirketi kendi "varlık listesi"ne ekleyerek, Amerikan şirketlerinin ona parçalı tedarik yapmasını lisan gerektirecek şekilde kısıtlamıştır. Ertesi yıl ise, DJI, haksız yere Uygur Müslümanları üzerindeki gözetim ile ilişkilendirilip Hazine Bakanlığı’nın "Çin askeri sanayi kompleksi şirketleri" listesine eklenmiştir.
Daha yakın tarihlerde, DJI’nin yeni nesil tüketici drone’ları, ABD gümrükleri tarafından Uygur Zorla Çalıştırma Önleme Yasası kapsamında tutulmuştur. Şirket, Xinjiang bölgesinde zorla çalıştırılan Uygurlar ile bağlantısının olmadığına dair net bir yanıt vermiştir.
DJI’nin ABD hükümetiyle girdiği bu hukuk mücadelesi, şirketin itibarını koruma çabalarını ve aynı zamanda uluslararası ticaret bağlamında yaşanan gerginlikleri gözler önüne sermektedir. Ürünlerinin ve hizmetlerinin yarısından fazlasını ABD pazarına taşıyan DJI, bu dava sonucunda yalnızca kendi haklarını değil, aynı zamanda teknoloji dünyasının geleceğini de etkileyecek önemli bir adım atma peşindedir. Bu gelişmeler, hem iş dünyasında hem de kamuoyunda büyük yankı uyandırmaya devam edecek gibi görünüyor.